Siber Tehdit İstihbaratı (CTI) Ürünlerinin BT Güvenliğindeki Önemi
BT yöneticilerinin ve siber güvenlik profesyonellerinin gündemindeki konulardan biri Siber Tehdit İstihbaratı (Cyber Threat Intelligence – CTI) ve bu alandaki ürünlerdir. Siber tehdit istihbaratı, kurumların karşı karşıya olduğu mevcut ve ortaya çıkan tehditlerle ilgili verileri toplayıp analiz ederek, güvenlik savunmalarını güçlendirmeyi hedefleyen kritik bir disiplindir. Bu yazıda CTI kavramını ve işlevlerini tanımlayacak, CTI ürünlerinin BT altyapılarındaki rolünü ve neden vazgeçilmez hale geldiğini inceleyeceğiz. Ayrıca gerçek zamanlı tehdit önleme, threat hunting (tehdit avcılığı) ve karar destek gibi kullanım senaryolarını örnekleyecek; önde gelen yerli ve yabancı CTI ürünlerinden bazılarını tanıtacağız. Son olarak, CTI çözümlerinin SOC, SIEM ve SOAR gibi diğer güvenlik bileşenleriyle entegrasyonunun neden önemli olduğuna değineceğiz.
CTI Nedir? Tanım ve Temel İşlevler
Siber Tehdit İstihbaratı (CTI), dijital ortamda kuruluşa yönelik olası tehditleri belirleme, izleme, toplama, analiz etme ve öngörme süreçlerinin bütünüdür. Başka bir ifadeyle CTI, siber saldırganlar, onların yöntemleri ve potansiyel saldırı teknikleri hakkında kanıta dayalı ve eyleme dönüştürülebilir bilgiler üretmeyi amaçlar. Bu sayede kurumlar karşı karşıya oldukları riskleri proaktif bir yaklaşımla yönetebilir, henüz saldırılar gerçekleşmeden önce önlem alabilir ve güvenlik politikalarını güncel tehdit ortamına göre şekillendirebilir.
CTI’nin temel işlevleri arasında şunlar sayılabilir: farklı kaynaklardan gelen ham verileri (ör. açık kaynak tehdit beslemeleri, güvenlik günlükleri, zararlı yazılım analizleri, sosyal medya uyarıları vb.) derlemek, bu verileri süzmek ve anlamlandırmak, ortaya çıkan bulguları ilgili ekiplere raporlamak ve gerektiğinde otomatik aksiyonlar alınmasını sağlamak. Özellikle yapay zekâ ve otomasyon araçları, büyük miktardaki tehdit verisini işleyerek güvenlik ekiplerine bağlam ve önceliklendirme konusunda yardımcı olur. Böylece kurumlar günlük saldırı “gürültüsü” içinde gerçekten önem arz eden tehditleri daha kolay tespit ederek aksiyon alabilir.
Siber Tehdit İstihbaratı yaşam döngüsü: 1) Yön belirleme ve planlama, 2) Veri toplama, 3) Veri işleme, 4) Analiz, 5) Yaygınlaştırma (dissemination), 6) Geri bildirim. Bu döngüsel süreç, CTI faaliyetlerinin sürekli gelişmesini ve güncel kalmasını sağlar. Örneğin ilk aşamada kurumun ihtiyaç duyduğu istihbarat türleri ve öncelikleri belirlenir; ardından ilgili veriler çeşitli kaynaklardan toplanıp işlenir ve analiz edilir. Elde edilen istihbarat bulguları ilgili paydaşlarla paylaşılır (SOC ekipleri, risk yönetimi, üst yönetim gibi) ve alınan geri bildirimler sonraki planlama aşamasına girdi oluşturur. Bu sayede tehdit istihbaratı süreci dinamik bir şekilde kuruma özgü öğrenmeleri de içererek döngüyü tamamlar ve bir sonraki iterasyonda daha iyileştirilmiş istihbarat üretilmesini sağlar.
CTI kavramı genellikle stratejik, taktiksel ve operasyonel olmak üzere üç düzeyde ele alınır:
- Stratejik CTI: Üst yönetim ve karar vericiler için yüksek düzeyde siber risk farkındalığı sağlar. Makro düzeyde tehdit trendleri, rakiplerin veya devlet destekli aktörlerin faaliyetleri, sektör spesifik riskler gibi konulara odaklanır. Stratejik istihbarat, iş stratejilerine yön verebilecek güvenlik tehditlerini öngörmeye yardımcı olur ve uzun vadeli savunma politikalarını şekillendirir.
- Taktiksel CTI: Daha teknik ekipler (ör. SOC analistleri, sistem yöneticileri) için hazırlanır ve yakın döneme odaklıdır. Bu seviyede genellikle IOC (Compromise Göstergeleri) gibi belirli ve eyleme dökülebilir bilgiler sunulur: kötü amaçlı olduğu bilinen IP adresleri, zararlı yazılım imzaları, anormal trafik örüntüleri vb. Taktiksel CTI, mevcut güvenlik sistemlerinin beslenerek anlık tehdit tespitini kolaylaştırır.
- Operasyonel CTI: Daha çok geçmiş veya gerçekleşmiş saldırıların detaylarına, tehdit aktörlerinin tekniklerine ve prosedürlerine ışık tutar. Bu düzey istihbarat, olay müdahale ekiplerine ve tehdit avcılarına yönelik bilgi sağlar. Örneğin belli bir APT grubunun kullandığı yöntemler, saldırının zamanlaması, zafiyetler ve yayılan göstergeler gibi bilgiler operasyonel CTI kapsamında değerlidir.
Özetle CTI, siber güvenlik ekosistemine tehdit farkındalığı, öngörülebilirlik ve bilgiye dayalı aksiyon kazandıran bir alan olarak kritik bir rol oynar. Peki bu istihbaratı üreten CTI ürünleri, BT altyapılarında nasıl konumlanır ve neden bu kadar önemlidir?
BT Altyapılarında CTI Ürünlerinin Rolü ve Kritik Önemi
Modern kurumsal ağlar ve BT altyapıları, sürekli değişen ve karmaşıklaşan bir tehdit ortamında faaliyet göstermektedir. Saldırı yüzeyinin genişlemesi ve siber saldırganların yöntemlerinin gelişmesi, yalnızca pasif savunma önlemleriyle yetinmeyi imkânsız hale getirmiştir. CTI ürünleri, tam da bu noktada devreye girerek kurumların güvenlik duruşunu bir üst seviyeye çıkarır. Bu ürünler, proaktif güvenlik yaklaşımının merkezinde yer alır: Kurumlara siber tehditler konusunda önceden farkındalık kazandırır, henüz zafiyetler istismar edilmeden uyarılar üretir ve böylece ciddi ihlaller yaşanmadan önce aksiyon alınmasına olanak tanır.
CTI çözümlerinin BT altyapılarındaki rolünü önemli kılan başlıca noktalar şöyledir:
- Saldırı Öncesi Savunma: CTI, kurumlara yönelik planlanan veya devam eden tehdit kampanyalarını erken aşamada tespit etmeye yardımcı olur. Örneğin, finans sektöründe faaliyet gösteren bir şirketin CTI sistemi, o sektörü hedef alan bir fidye yazılımı dalgasını önceden haber alabilir. Bu sayede kurum, henüz saldırıya uğramadan savunma tedbirlerini (yama uygulama, yedekleme kontrolü, ekstra izleme gibi) alarak potansiyel zararı önleyebilir. Bu yaklaşım, güvenliği reaktif olmaktan çıkarıp proaktif hale getirir.
- Risk Azaltma ve Önceliklendirme: CTI ürünleri, global tehdit verilerini kuruluşun kendi varlıkları ve sektörel riskleriyle ilişkilendirerek hangi tehditlerin daha kritik olduğuna dair içgörüler sunar. Bu, sınırlı güvenlik kaynaklarının en verimli şekilde kullanılmasına imkân tanır. Örneğin yüzlerce güvenlik açığı içinde, aktif olarak kurumun sektörüne yönelik exploit edilen iki tanesine odaklanmak gibi. Bu bağlamda CTI, ISO 27001 gibi standartlarda da vurgulandığı üzere risk yönetimi stratejilerine doğrudan katkı sağlar. Hatta ISO 27001:2022 güncellemesinde A.5.7 Tehdit İstihbaratı kontrolünün eklenmiş olması, kurumların tehdit bilgisi toplamasını ve analiz etmesini zorunlu tutarak CTI’ın kritikiyetini bir standart gereklilik haline getirmiştir.
- Bilgiye Dayalı Kararlar: CTI, üst yönetimden teknik ekiplere kadar herkes için karar destek mekanizması işlevi görür. Üst yönetimler, stratejik tehdit istihbaratı raporları sayesinde siber güvenlik yatırımlarını ve politikalarını somut tehdit trendlerine göre yönlendirebilir. Teknik ekipler ise bir güvenlik olayı anında CTI’dan gelen verilerle (ör. bir saldırganın kullandığı IP’nin geçmişi, ilgili zararlı yazılımın özellikleri vb.) doğru kararlar alıp hızla müdahale edebilir. Sonuç olarak CTI, kurumlara güvenilir veriye dayalı kararlar alma ve doğru önleyici aksiyonlar planlama imkânı sunar.
- Sürekli Öğrenme ve Adaptasyon: Tehdit istihbaratı sistemleri, kurumunuza özgü gözlemler ve global gelişmeler ışığında kendini sürekli günceller. Her yeni saldırı girişimi veya tespit edilen bir zafiyet, CTI altyapınız için yeni bir veri noktasıdır. Bu veriler analiz edilip paylaşılarak tüm savunma sisteminin adaptasyonu sağlanır. Bu sayede BT altyapınız, gün geçtikçe daha donaımlı ve dirençli hale gelir. Örneğin bir kurum, yaşadığı bir oltalama (phishing) girişimini ve kullanılan teknikleri CTI platformuna entegre ederek, benzer göstergeleri otomatik tarama listelerine ekleyebilir. Böylece aynı yöntemle yapılan sonraki saldırılar anında engellenebilir.
Sonuç itibariyle CTI ürünleri, BT altyapılarının görünürlüğünü ve anlık tepki verebilme kabiliyetini artıran bir katman olarak değerlidir. Güvenlik ekiplerinin karşılaştığı alarm seli ve belirsizlik ortamında, CTI çözümleri netlik ve odak sağlar. Bir sonraki bölümde, bu çözümlerin somut faydalarını bazı örnek kullanım senaryoları üzerinden inceleyeceğiz.
- Örnek Kullanım Senaryoları ve Faydaları
CTI ürünlerinin pratikte nasıl değer kattığını anlamak için çeşitli kullanım senaryolarına bakmak faydalı olacaktır. Aşağıda gerçek zamanlı tehdit önleme, tehdit avcılığı (threat hunting) ve karar destek gibi alanlarda CTI’ın oynadığı rolü özetleyen örnekler yer alıyor:
Gerçek Zamanlı Tehdit Önleme
Geleneksel güvenlik önlemleri, tehditleri genellikle belirli imza veya kurallara göre algılar ve çoğu zaman saldırı gerçekleşirken veya sonrasında tepki verir. CTI ise bu döngüyü önden kesmeye yardımcı olur. Gerçek zamanlı tehdit önleme, CTI ürünlerinin sağladığı anlık ve dinamik veriler sayesinde mümkün hale gelir. Örneğin bir CTI platformu, dünya genelinde kötü niyetli faaliyetleri izleyen canlı beslemeler (live feeds) üzerinden şirketinizle ilgili bir tehdit göstergesi tespit ettiğinde anında uyarı üretebilir. Bu uyarı, ilgili güvenlik duvarı veya IPS cihazına iletilerek potansiyel saldırganın daha hamle yapamadan engellenmesini sağlar.
Nitekim pek çok CTI ürünü, topladığı zararlı IP adresleri, domain’ler, URL’ler gibi göstergeleri otomatik olarak kara liste haline getirip ağ savunma cihazlarına besleyebilir. Örneğin Logsign’ın tehdit istihbaratı servisi, öncelikli kaynaklardan derlediği tehdit akışlarını (malicious IP, botnet, phishing vb.) anlık olarak kara listeye çevirip güvenlik cihazlarına entegre eder; Palo Alto gibi güvenlik duvarlarıyla entegre şekilde anında bloklama yapabilir. Bu sayede sistem, zararlı olduğu bilinen bir IP’ye yönelik trafiği gerçek zamanlı keserek zararı oluşmadan önler. Gerçek zamanlı tehdit önleme, özellikle sıfırıncı gün saldırıları veya hızlı yayılan zararlı yazılım salgınları karşısında kritik önem taşır. CTI sayesinde kurumlar, “vurulmadan önce kalkanını kaldırabilir”.
Ayrıca CTI’ın sağladığı bağlamsal veriler de hızlı karar alma açısından değerlidir. Bir güvenlik olayında, CTI platformu ilgili kötü amaçlı yazılımın özet bilgilerini, ilişkili diğer göstergeleri ve tavsiye edilen aksiyonları sunabilir. Bu, olay müdahale ekibinin vakit kaybetmeden doğru adımları atmasını sağlar. Özetle gerçek zamanlı tehdit önlemede CTI, erken uyarı sistemi ve otomatik savunma tetikleyicisi işlevi görür.
Tehdit Avcılığı (Threat Hunting)
Threat hunting (tehdit avcılığı), kurum içi ağlarda veya sistemlerde gizlenmiş olabilecek siber tehditleri, henüz geleneksel alarmlar tetiklenmeden proaktif biçimde arama çabasıdır. CTI, threat hunting faaliyetlerinin yakıtı gibidir. Avcı ekipler, CTI sayesinde güncel saldırı teknikleri, yeni ortaya çıkan zararlı araçlar ve özellikle kendi sektörel tehditlerine ilişkin derinlemesine bilgi edinir. Bu bilgilerle donanan bir threat hunter, kurumun loglarını ve sistem etkinliklerini tarayarak normalden sapmaları ve IOC’leri daha bilinçli tespit edebilir.
Örneğin CTI platformundan alınan bir raporda, belirli bir APT grubunun PowerShell üzerinden belirli komut dizileri kullanarak saldırı yaptığı bilgisi olsun. Threat hunting ekibi, kendi sistemlerinde geçmiş aylara ait logları bu özel komut dizileri için tarayarak daha gerçekleşmiş fakat farkedilmemiş bir ihlal olup olmadığını keşfedebilir. Yani CTI verisi, avcıların elinde hipotezlere dönüşür ve av sürecini yönlendirir.
Bir diğer örnek kullanım, CTI’ın sağladığı trend ve kalıp analizleridir. İstihbarat ürünü, farklı kurumlarda gözlemlenen saldırı örüntülerini derleyerek sizde de benzer bir örüntü olup olmadığını kontrol etmenizi önerir. Diyelim ki benzer ölçekte kurumlara son dönemde belirli bir zararlı e-posta kampanyası yapılmış. CTI uyarısıyla threat hunter’lar sisteminizde bu e-postaların izini arar ve belki de başlangıç aşamasındaki bir oltalama girişimini tespit eder. Bu sayede henüz zarara yol açmamış bir saldırı niyeti, avcı tarafından yakalanmış olur.
CTI ayrıca threat hunting için gerekli araç ve entegrasyonları da sağlar. Birçok CTI platformu, IOC arama modülleri sunar; bu modüller sayesinde avcılar tek bir arayüzden hem kurum içi verileri hem de harici tehdit istihbaratı verilerini sorgulayabilir. Örneğin SOCRadar platformunun tehdit avı modülü, toplanmış açık/dark web verileri ve MITRE ATT&CK taksonomisiyle eşlenmiş TTP (taktik/teknik/prosedür) veritabanı sunarak avcıların hem geçmiş hem aktif hem de potansiyel gelecekteki tehditleri araştırmasını kolaylaştırır. Sonuç olarak CTI destekli threat hunting, kurumların siber ortamındaki gizli tehditleri daha erken tespit etmesini ve etkisiz hale getirmesini mümkün kılar.
Karar Destek ve Stratejik Öngörü
CTI’ın bir diğer önemli kullanım alanı, karar destek sistemlerine katkısı ve stratejik öngörü sağlamasıdır. Siber güvenlik sadece teknik bir mesele değil, aynı zamanda iş sürekliliği ve risk yönetimiyle doğrudan ilgili bir yönetim meselesidir. CTI ürünleri, üst yönetimden CISO’lara, SOC yöneticilerinden uyum (compliance) ekiplerine kadar birçok paydaşa karar alma süreçlerinde yardımcı olur.
Öncelikle, CTI’ın sağladığı dış tehdit görünürlüğü sayesinde kurumlar bütçe ve yatırım kararlarını daha isabetli verebilir. Örneğin bir banka, istihbarat raporlarından finans sektörüne yönelik belirli türde saldırıların (örneğin mobil bankacılık zararlı yazılımları veya SWIFT sahtekârlıkları) arttığını öğrendiğinde, yatırım planlarında bu alanlara öncelik verebilir. Ya da bir üretim firması, endüstriyel kontrol sistemlerine dönük APT faaliyetlerinin yükselişte olduğunu görüyorsa, OT güvenliği bütçesini artırma kararı alabilir. Bu tür stratejik seviyede risk farkındalığı, CTI’ın en büyük katma değerlerinden biridir.
Ayrıca CTI programları, yöneticilere periyodik olarak durum raporları sunarak güvenlik duruşunu ölçme imkânı verir. Örneğin bir CTI hizmeti, kurumun açık kaynaklarda ya da dark web’de herhangi bir veri sızıntısı veya tehdit söylemiyle anılıp anılmadığını raporlayabilir. Bu, itibar riskinin yönetimi açısından da kritiktir. Yöneticiler bu bilgilere dayanarak gerekli iletişim veya yasal adımları zamanında atabilir.
Karar destek boyutunda belki de en somut katkı, CTI’ın eyleme dönük tavsiyeler sunabilmesidir. İyi yapılandırılmış bir CTI raporu, sadece “şu tehdit var” demez, aynı zamanda “bu tehdide karşı şunları yapmalısınız” diye yol gösterir. Örneğin bir zafiyet istismarına dair istihbarat raporu, ilgili yamanın çıkar çıkmaz uygulanmasını tavsiye eder; bir DDoS saldırı tehdidi raporu, belirli bir IP aralığını geçici olarak bloklamayı önerebilir. Bu tür yönlendirmeler, kararı alacak kişiye teknik içgörüyü anlaşılır ve uygulanabilir aksiyon maddeleri halinde sunar. Böylece CTI, karar alma süreçlerini hızlandırır ve bilgiye dayalı kararlar alınmasını sağlar.
Son olarak, CTI’ın karar destek faydası yalnızca savunma değil, olay müdahale süreçlerinde de ortaya çıkar. Bir siber olay yaşandığında, CTI platformu anında devreye girip olayla ilgili tüm ilgili istihbaratı (saldırgan profili, kullanılan araçlar, benzer olaylar, çözüm önerileri vb.) sunabilir. Bu, hem teknik ekibin doğru kararları almasına hem de yönetimin durumu anlayıp iş kararları vermesine (ör. sistemi izole etmek, kamuoyuna açıklama yapmak gibi) destek olur.
Özetle, CTI ürünleri kurumsal yapılarda stratejik rehberlik sağlayan ve karar vericilerin elini güçlendiren bir bilgi hazinesidir. “Bilgi güçtür” sözü, siber güvenlikte “doğru bilgi doğru zamanda güçtür” şeklinde tezahür eder ve CTI bunu mümkün kılar.
Yerli CTI Ürünleri Örnekleri
Türkiye’de siber güvenlik ekosistemi içerisinde de CTI alanında öne çıkan ürün ve hizmetler bulunmaktadır. Yerli kaynaklı bu çözümler, global tehdit verilerini Türkiye’ye özgü ihtiyaçlarla harmanlayarak kurumlara önemli faydalar sunmaktadır. İşte bazı örnekler:
- Picus Security: %100 yerli bir siber güvenlik şirketi olan Picus, daha çok sürekli güvenlik doğrulama ve ihlal ve saldırı simülasyonu (BAS) alanında tanınsa da, güçlü bir tehdit istihbaratı altyapısına sahiptir. Picus’un Threat Library (Tehdit Kütüphanesi) adlı ürünü, dünya çapında gerçekleşen siber saldırı tekniklerini ve zararlı örneklerini günlük olarak sistemine ekleyerek kurumların en yeni tehditlere karşı hazırlıklı olmasına yardımcı olur. Bu kütüphanede 30.000’den fazla güncel saldırı örneği (zararlı yazılım, istismar kodları, kötü amaçlı trafik senaryoları vb.) bulunmaktadır ve her gün yeni örneklerle güncellenmektedir. Picus Threat Library, MITRE ATT&CK çerçevesi gibi standartlara göre kategorize edilmiş şekilde sunulur, böylece güvenlik ekipleri tehditleri endüstri genelinde tanımlı taktik ve tekniklerle eşleştirebilir. Picus’un yaklaşımı, tehdit istihbaratını doğrudan simülasyon ve doğrulama süreçlerine entegre etmektir; yani elde edilen istihbarat, aynı zamanda kurumun savunma sistemlerini test etmek için kullanılır. Bu sayede kurumlar, tespit ettikleri bir tehdide karşı savunmalarının ne kadar etkili olduğunu pratikte sınayabilir ve zayıf noktaları belirleyebilir.
- Logsign Threat Intelligence: Yerli bir diğer önemli oyuncu olan Logsign, entegre bir Güvenlik Operasyonları platformu sunmakta (SIEM, SOAR ve UEBA çözümleriyle birlikte). Logsign’ın Threat Intelligence servisi, şirketin SIEM çözümüyle sıkı bir entegrasyon içinde çalışır. Logsign TI, iç tehdit istihbaratı, açık kaynak istihbaratı (OSINT) ve ticari tehdit istihbaratı gibi farklı kaynakları tek potada birleştirir; kuruma özel önceliklerle harmanlayarak anlamlı hale getirir. Örneğin Logsign, kurumun kendi ağından elde ettiği log verilerini, global tehdit beslemeleriyle gerçek zamanlı olarak karşılaştırır ve şüpheli aktiviteyi anında tespit eder. Logsign TI’nin öne çıkan özelliklerinden biri, derlediği tehdit verilerini otomatik kara listelere dönüştürüp anında aksiyon alabilmesidir. Örneğin tespit ettiği zararlı bir IP adresini, platform üzerindeki alarm motoru sayesinde anında ilgili SIEM kuralını tetiklemek veya entegre olduğu güvenlik duvarında bloklamak üzere kullanabilir. Bu otomasyon kabiliyeti, “tehdit istihbaratı toplamak”tan “tehdit istihbaratı ile harekete geçmek” aşamasına hızlı geçiş sağladığı için kritiktir. Sonuç olarak Logsign’ın CTI servisi, kurum içi ve dışı tehdit verilerini zenginleştirip anlık koruma ve yüksek entegrasyon sunan bir çözüm olarak dikkat çekmektedir.
- SOCRadar: Türkiye merkezli bir diğer önemli CTI sağlayıcısı olan SOCRadar, hem Türkiye’de hem globalde müşterilere hizmet veren bir siber tehdit istihbaratı platformu sunmaktadır. SOCRadar’ın platformu, siber tehdit istihbaratını çok yönlü ele alır: Açık internet, derin/dark web ve teknik kaynaklardan beslenen geniş bir veri havuzunu AI destekli analizlerle anlamlandırır. Öne çıkan kabiliyetlerinden bazıları karanlık web izleme, marka koruma, sızıntı tespiti, saldırı yüzeyi keşfi ve tabii ki IOC beslemeleridir. SOCRadar, ürününü SOC ekipleri ve SIEM/SOAR gibi araçlarla entegre ederek çalışacak şekilde tasarlamıştır. Örneğin SOCRadar Threat Feed modülü, kullanıcıların ilgilendikleri tehdit akışlarını özelleştirip güncel IOC listelerini TAXII gibi standart protokollerle doğrudan SIEM’e aktarmasına imkân tanır. Yine platform üzerindeki tehdit aktörleri ve malware inceleme modülleri, MITRE ATT&CK veritabanı ile entegre şekilde güncel saldırı tekniklerini ve APT gruplarının faaliyetlerini izleme imkânı verir. SOCRadar özellikle yapay zekâ destekli otomasyon vurgusuyla öne çıkarak, güvenlik ekiplerinin manuel iş yükünü azaltmayı ve alarm kirliliğini filtrelemeyi hedeflemektedir. Şirketin sunduğu yapay zekâ destekli CTI çözümü, gerçek zamanlı güncellemeler ve zengin bağlam sağlayarak SIEM gibi sistemlerle kusursuz biçimde entegre olur ve kurumların up-to-date (güncel) kalmasına yardımcı olur.
Yukarıda belirtilenler dışında Türkiye’de siber tehdit istihbaratı alanında faaliyet gösteren başka girişimler de bulunmaktadır. Örneğin devlet kurumlarıyla da çalışan bazı güvenlik firmaları (Barikat, STM, vb.) ve akademik projeler bu alanda çözümler üretmektedir. Ancak Picus, Logsign ve SOCRadar gibi örnekler, yerli CTI ekosisteminin geldiği noktayı göstermeleri bakımından önemlidir: Dünyadaki gelişmeleri yakından takip eden ve hatta yön veren kabiliyetlerle donatılmış ürünler ortaya çıkmaktadır.
Yabancı CTI Ürünleri Örnekleri
Küresel ölçekte, siber tehdit istihbaratı pazarında öne çıkan birçok platform ve hizmet bulunmaktadır. Bu platformlar genellikle geniş veri toplama altyapıları, gelişmiş analitik yetenekler ve farklı güvenlik araçlarıyla entegrasyon kabiliyetleriyle bilinir. İşte uluslararası alanda çokça adı geçen bazı CTI ürünlerine örnekler:
- Recorded Future: CTI denince ilk akla gelen platformlardan biri olan Recorded Future, devasa bir veri toplama ve işleme altyapısına sahiptir. Platform, tehdit verilerini kendi “Intelligence Graph” adını verdiği teknolojiyle yapılandırılmış şekilde sunar; bu grafik yapı, farklı tehdit göstergeleri arasındaki ilişkileri ortaya koyar. Recorded Future, gerçek zamanlı olarak milyonlarca kaynaktan veri çeker (açık kaynak haberler, sosyal medya, forumlar, karanlık web, teknik sensörler vb.) ve bu verileri makine öğrenimi ile puanlayıp önceliklendirir. Öne çıkan özelliklerinden biri, entegre risk skorlama sistemidir: Örneğin bir IP adresinin veya alan adının ne derece tehditkar olduğunu 0-100 arası bir risk puanıyla ifade edebilir, bu da SOC analistlerine alarm önceliği konusunda rehberlik eder. Ayrıca Recorded Future, MITRE ATT&CK çerçevesi ile tam eşleşme sağlar; yani bir saldırıyla ilgili bulguları doğrudan MITRE taktik/teknik haritasında gösterebilir. Küçük ekipler için kullanışlı olabilecek ücretsiz bir tarayıcı eklentisi gibi imkanları da vardır (örneğin web sayfalarındaki hash veya IP’lerin üzerine gelip Recorded Future verisini hızlıca görmek gibi). Genel olarak Recorded Future, zengin veri, gelişmiş analiz ve geniş entegrasyon imkânlarıyla piyasadaki en olgun CTI platformlarından biri kabul edilir.
- ThreatConnect: Özellikle kurumsal seviyede kapsamlı özellik arayanlar için ThreatConnect, öne çıkan bir tehdit istihbarat platformudur. ThreatConnect, esnek kurulum seçenekleriyle (bulut, şirket içi sunucu veya izole ağlarda) kurumların ihtiyaçlarına uyum sağlar. Platform, gelişmiş özellikleriyle dikkat çeker: Örneğin Threat Graphing özelliği, tehdit verileri ve olaylar arasındaki bağlantıları görsel bir grafik halinde sunarak analistlerin büyük resmi görmesini kolaylaştırır. ThreatConnect de MITRE ATT&CK entegrasyonuna sahiptir ve her bir göstergeyi ilgili MITRE teknikleriyle eşleştirir. Entegrasyon konusunda belki de piyasanın en iyilerindendir; SIEM, SOAR, uç nokta koruma (EDR/XDR), güvenlik duvarları ve daha pek çok üçüncü parti araç ile çift yönlü entegrasyon kabiliyetine sahiptir. Bu sayede ThreatConnect, kurumun mevcut güvenlik ekosistemine sorunsuz bir şekilde tehdit istihbaratını entegre ederek tekilleştirilmiş bir operasyon merkezi gibi çalışır. Kullanıcı ara yüzü ve vaka yönetimi özellikleriyle de tehdit istihbaratı süreçlerini güvenlik operasyonlarına bağlayan bir platformdur. Kısacası ThreatConnect, özellik zenginliği ve entegrasyon kolaylığı ile tanınan, kurumsal odaklı bir CTI ürünüdür.
- Anomali ThreatStream: CTI pazarının köklü oyuncularından Anomali’nin ThreatStream ürünü, özellikle farklı kaynaklardan gelen IOC’leri bir araya toplayıp yönetme konusunda uzmanlaşmıştır. ThreatStream, 100’den fazla açık kaynak beslemesini (OSINT) tek bir çatı altında sunar ve buna ek olarak Anomali’nin kendi premium istihbarat akışlarını da içerir. Platformun temel amacı, birbirinden kopuk tehdit verilerini tekilleştirmek ve kurumlara merkezi bir istihbarat deposu (Threat Intelligence Platform - TIP) sağlamaktır. Anomali ThreatStream, yeni saldırıları ve mevcut ihlalleri tespit etmede güvenlik ekiplerine yardımcı olacak şekilde IOC’leri sürekli tarar, karşılaştırır ve önceliklendirir. Ayrıca ThreatStream, bünyesindeki otomatik sandbox aracı sayesinde şüpheli dosyaların detaylı analizini yapabilmeye olanak tanır. Entegrasyon tarafında da güçlü olan ürün, çeşitli EDR, SIEM ve güvenlik duvarı sistemleriyle entegre olarak tespit ettiği IOC’lere karşı otomatik bloklama aksiyonları alabilir. Eğer kurumunuz istihbaratı kendi bünyesinde tutmayı tercih ediyorsa, Anomali bu açıdan da esnek: SaaS olarak kullanılabildiği gibi, tamamen şirket içinde veya izole ağlarda da kurulabilmektedir. Özetle Anomali ThreatStream, IOC odaklı birleştirme ve dağıtma yetenekleriyle, tehdit istihbaratını operasyonel sistemlere bağlayan önemli bir platformdur.
- Mandiant (Google Cloud Threat Intelligence): Dünyaca ünlü siber güvenlik firması Mandiant’ın tehdit istihbaratı kabiliyetleri, yakın zamanda Google tarafından satın alınıp Google Cloud çatısı altına alınmıştır. Mandiant, yıllardır üst düzey hedefli saldırıların araştırılması ve APT gruplarının ifşa edilmesiyle tanınan bir uzman kadroya sahiptir. Mandiant Threat Intelligence (yeni adıyla Google Cloud Threat Intel) hizmeti, sadece ham veriler değil, birincil araştırmalara dayalı zengin analiz raporları da sunar. Örneğin Mandiant, belirli bir saldırı grubunun motivasyonları, geçmiş saldırıları ve muhtemel gelecekteki hedefleri üzerine detaylı stratejik raporlar yayınlar. Platform, bir pano aracılığıyla güncel tehdit aktörü profilleri, zafiyet istismar bilgileri ve OSINT göstergelerini bir arada sunar. Ayrıca Mandiant istihbaratı, Google’ın bulut güvenlik araçlarıyla ve Chronicle SIEM ile entegre olarak kullanılabilmektedir; bu sayede Google ekosistemini kullanan işletmeler için çekici bir seçenek haline gelmiştir. Mandiant’ın en güçlü yanlarından biri de 7/24 uzman desteği ve Managed Defense (yönetilen tespit/yanıt) hizmetiyle birleşik çalışabilmesidir. Yani Mandiant yalnızca veri sağlamakla kalmaz, dilerseniz doğrudan sizin için ağı izlemesi ve alarm üretmesi için hizmet alabilirsiniz. Mandiant istihbaratı, özellikle APT tehditleri ve kritik altyapılara yönelik saldırılar konusunda otorite kabul edilir. Sonuç olarak, Mandiant’ın CTI servisi, derinlemesine analizler ve uzman desteği arayan kuruluşlar için ideal bir çözümdür.
- IBM X-Force Exchange: IBM’in güvenlik birimi X-Force, uzun yıllardır siber tehdit araştırmaları yürüten ve büyük bir küresel güvenlik operasyon merkezine sahip bir organizasyon. IBM X-Force Exchange, IBM tarafından sunulan bulut tabanlı bir tehdit istihbaratı paylaşım ve araştırma platformudur. Bu platform, kullanıcılara en yeni küresel tehditleri hızlıca araştırma, uzman görüşlerine danışma ve diğer kullanıcı topluluklarıyla iş birliği yapma imkânı tanır. X-Force Exchange özellikle topluluk paylaşımı yönüyle dikkat çeker; kullanıcılar tehdit kayıtlarını (ör. bir zararlı hash değeri veya şüpheli bir IP) platformda aratıp buldukları sonuçları diğer analistlerle tartışabilir, koleksiyonlar oluşturabilir. Platform; kötü niyetli IP, domain, URL ve dosya hash’leri gibi göstergeler hakkında IBM’in hem makine öğrenimiyle ürettiği hem de insan analistlerin sağladığı zengin istihbaratı sunar. Ayrıca X-Force Exchange’in API’ları sayesinde bu zengin içerik, diğer güvenlik araçlarına entegre edilebilir ve gerçek zamanlı tespit, önleme, araştırma faaliyetlerinde kullanılabilir. Örneğin X-Force istihbaratı, bir SOC analistinin SIEM üzerindeki alarmı araştırırken tek tıkla ilgili IOC’nin X-Force kaydını görmesini sağlayabilir. IBM X-Force, tehdit istihbaratını açık ve işbirlikçi bir yaklaşımla sunarak, kurumların hem IBM’in küresel istihbaratından hem de sektördeki diğer profesyonellerin bilgilerinden faydalanmasını mümkün kılar.
Yukarıdaki örnekler dışında da Cisco Talos, FireEye Helix, Palo Alto Unit42 (Cortex XSOAR TIM), CrowdStrike Threat Intelligence, IBM X-Force Exchange (yukarıda bahsedildi) gibi birçok kaliteli CTI kaynağı mevcuttur. Her birinin farklı güçlü yanları olsa da ortak payda, kurumlardaki güvenlik operasyonlarına doğru ve eyleme dönük bilgi akışı sağlama hedefidir.
- CTI Entegrasyonunun SOC, SIEM ve SOAR ile Önemi
Siber tehdit istihbaratından tam anlamıyla faydalanabilmek için, bu ürün ve servislerin diğer güvenlik bileşenleriyle entegre çalışması kritik önem taşır. Özellikle Security Operations Center (SOC) ekipleri ile onların kullandığı SIEM (Security Information and Event Management) ve SOAR (Security Orchestration, Automation and Response) araçları, CTI entegrasyonundan büyük kazanımlar elde eder. Aşağıda CTI’nin bu bileşenlerle entegrasyonunun neden stratejik bir gereklilik haline geldiği açıklanmaktadır:
SOC ve SIEM ile Entegrasyon
SOC, kurumun 7/24 tetikte olan siber savunma merkezidir; SIEM ise SOC’un “beyni” gibidir, çeşitli kaynaklardan log toplar, korelasyon kurallarıyla anlamlı güvenlik uyarılarına dönüştürür. Ancak SIEM’lerin tek başına çalışması, çoğu zaman kurum içi verilerle sınırlı kalmaları nedeniyle dış dünyadaki tehditlerden habersiz kalmaları anlamına gelir. İşte CTI bu boşluğu doldurur: SIEM sistemine entegre edilen tehdit istihbaratı beslemeleri, SOC ekibine dış tehditler hakkında bağlam ve uyarı kazandırır.
Entegrasyonun somut faydalarından bazıları:
- Gelişmiş Tehdit Tespiti: CTI verileri sayesinde SIEM, normalde gözden kaçabilecek sinsi aktiviteleri yakalayabilir. Örneğin SIEM, kendi kural setinde olmayan yeni bir alan adına DNS isteğini belki önemsemeyecekti; ancak entegre CTI beslemesi o alan adının bir komuta kontrol (C2) sunucusu olduğunu bildiriyorsa, SIEM anında uyarı üretir. İç tehdit verileri ile dış istihbaratın korelasyonu, “iğne deliğinden ipucu yakalama” şansını artırır. SIEM ile CTI entegre edilince, içerideki loglar dışarıdaki bilgilerle zenginleştirilir ve böylece daha az yanlış alarm, daha fazla isabetli tespit sağlanır.
- Daha Hızlı ve Etkili Müdahale: SIEM alarmları CTI’dan gelen bilgilerle zenginleştirildiğinde, analistler her bir alarm için saatlerce manuel araştırma yapmak zorunda kalmaz. Örneğin bir SIEM alarmında kötü niyetli bir IP tespit edildiğinde, CTI entegrasyonu sayesinde alarm detayında bu IP’nin bilinen bir botnet sunucusu olduğu, ilk görülme tarihi, saldırgan gruplarla ilişkisi gibi bilgiler otomatik olarak yer alır. Analist bu zengin bağlam sayesinde olayı çok daha bilinçli ve hızlı şekilde ele alır. Hangi alarmın öncelikli olduğu da CTI puanlarıyla belirlenebilir; böylece SOC ekibi enerjisini gerçekten önemli tehditlere harcar. Sonuç olarak, CTI + SIEM, olaylara müdahale süresini kısaltır ve doğru aksiyonların alınmasını kolaylaştırır.
- Azaltılmış Yanlış Pozitifler: SIEM’lerin en büyük sorunlarından biri “false positive” yani yanlış alarm yüküdür. CTI entegrasyonu, bu yükü hafifletmeye yardımcı olur. Nasıl? CTI platformları, IOC’lere genellikle bir güven skoru veya tehdit seviyesi atar. SIEM, bu skorları kullanarak önem düzeyi düşük IOC’leri otomatik olarak eleyebilir. Örneğin bir IP adresi bir kaynağa göre şüpheli listede ama CTI skoru düşük risk gösteriyor; SIEM bu durumda alarm üretmemeyi tercih edebilir. Anomali ThreatStream gibi platformlar, makine öğrenimi ile IOC’leri puanlayarak SIEM tarafında daha az gürültü olmasını sağlar. Bu da SOC analistlerinin daha verimli çalışmasını ve alarm yorgunluğunun azalmasını getirir.
- Gerçek Zamanlı Korrelasyon: Bazı tehdit göstergeleri kısa ömürlü olabilir (örneğin bir C2 adresi sadece birkaç gün aktif kalır). CTI, bu tür taze bilgileri SIEM’e ileterek yakın gerçek zamanlı korrelasyon yapılmasını sağlar. SIEM, CTI’dan gelen akıştaki bir IoC’yi loglarda anında arayıp eşleşme bulduğunda, saniyeler içinde alarm tetiklenebilir. Bu entegrasyon olmasa belki de haftalar sonra bir rapordan o IoC’yi öğrenip geriye dönük tarama yapacaktınız, oysa CTI entegrasyonu bunu anlık hale getirir. Kısaca, SIEM ile CTI’nın sıkı entegrasyonu, SOC’un reaktif değil proaktif bir yapıya kavuşmasına katkıda bulunur.
SOAR ile Entegrasyon
SOAR (Security Orchestration, Automation and Response) platformları, güvenlik operasyonlarında tekrarlanan görevleri otomatikleştirmek ve farklı araçlar arasında orkestrasyon sağlamak için kullanılır. CTI, SOAR platformlarına entegre edildiğinde, güvenlik süreçlerinin otomasyonu çok daha akıllı ve etkili hale gelir.
Entegrasyonun başlıca getirileri:
- Zenginleştirilmiş Playbook’lar: SOAR playbook (otomasyon senaryosu) hazırlarken en kritik ihtiyaçlardan biri karar noktalarında güvenilir veriye sahip olmaktır. CTI, SOAR’a bu güvenilir veri akışını sağlar. Örneğin bir playbook, gelen bir oltalama e-postasını tespit ettiğinde otomatik olarak e-postadaki URL’yi CTI platformuna sorabilir. CTI’den “bu URL bilinen bir phishing sitesi” yanıtını alırsa, playbook e-postayı otomatik sildirir ve ilgili kullanıcıyı karantineler; değilse farklı bir yol izler. Bu şekilde CTI, SOAR’ın karar verme adımlarına istihbarat katarak playbook’ların doğruluğunu artırır. Maltiverse gibi CTI servisleri, API üzerinden SOAR’a bağlanıp IP/domain/hash sorguları için anlık istihbarat döndürerek playbook’ların daha isabetli kararlar almasına yardımcı olur.
- Otomatik Tehdit Müdahalesi: CTI + SOAR entegrasyonu, belirli tehditlere otomatik reaksiyonlar tanımlamayı mümkün kılar. Örneğin CTI akışından gelen kritik seviye bir IoC (diyelim ki fidye yazılım dağıtan bir IP adresi) algılandığında, SOAR platformu otomatik olarak ilgili IP’yi kurumun güvenlik duvarlarında engelleyen bir playbook çalıştırabilir. Yani CTI tetiklemeli otomasyon ile insan müdahalesine gerek kalmadan anlık savunma yapılır. Bu özellikle zaman hassasiyeti yüksek saldırılarda (ör. hızlı yayılan solucanlar) kurumlara büyük avantaj sağlar. Cisco’nun XDR çözümleri ile IBM QRadar gibi SIEM’lerde, X-Force Exchange’den beslenen CTI sayesinde belirli kritik IOC’ler görüldüğünde anında SOAR playbook’larının tetiklendiği entegrasyonlar buna örnek verilebilir.
- Daha Az Manuel İş Yükü: SOAR’ın genel amacı zaten otomasyon ile operasyonel verimliliği artırmaktır. CTI entegrasyonu bunu bir adım öteye taşır: Analistlerin normalde her alarmda tek tek yaptığı zenginleştirme sorgularını, CTI verileri otomatik sağladığı için tekrar etmelerine gerek kalmaz. Örneğin bir uyarıdaki hash değerinin virüs toplam skoru nedir, bu IP daha önce saldırı yapmış mı gibi sorular, CTI-SOAR entegrasyonuyla otomatik cevaplanır ve analistin önüne gelir. Bu da SOC ekibinin üzerindeki yükü hafifletir ve daha kritik işlere odaklanmasını sağlar. Yapılan bir araştırmada, CTI verileriyle zenginleştirilmiş alarm akışlarının, analistlerin inceleme sürelerini ciddi oranda kısalttığı gösterilmiştir.
- İyileştirilmiş Olay Müdahale Kalitesi: CTI, SOAR’a sadece otomasyon değil, orkestrasyon tarafında da fayda sunar. Farklı güvenlik araçları arasında köprü kurarken CTI’den alınan standartlaştırılmış göstergeler (STIX/TAXII formatında örneğin) tüm sistemlerin aynı dili konuşmasını sağlar. Bir SOAR senaryosu, CTI yardımıyla IoC’leri tek merkezden çekip hem güvenlik duvarına kural ekleyebilir, hem EDR’da tarama yapabilir, hem de kullanıcıya uyarı e-postası gönderebilir – hepsini tutarlı bir veri setine dayanarak orkestre eder. Bu koordinasyon, olaylara yanıt verirken bütüncül ve tutarlı aksiyonlar alındığı anlamına gelir.
Özetle, CTI ile entegre çalışan bir SOAR platformu, adeta aklı sürekli beslenen otomatik bir güvenlik analisti gibidir. Hem karar süreçlerinde hem de uygulama adımlarında CTI’dan aldığı güçle, tehditlere karşı daha hızlı, akıllı ve uyumlu reaksiyonlar verir. Günümüzün hızla gelişen saldırılarına karşı, bu seviye bir otomasyon avantajı kurumlar için büyük bir fark yaratmaktadır.
Sonuç ve Öneriler
Siber Tehdit İstihbaratı (CTI) ürünleri, günümüzün karmaşık ve tehlikeli siber saldırı ortamında kurumların hayatta kalma araçları haline gelmiştir. Profesyonel bir bakış açısıyla özetlemek gerekirse, CTI çözümleri işletmelere şunları kazandırır:
- Görünürlük: Hem kendi ağınızda olup bitenlere dair derinlemesine içgörü, hem de dış dünyada size karşı planlanan tehditlere dair erken uyarılar.
- Proaktif Savunma: Saldırılar gerçekleşmeden önce aksiyon alabilme yeteneği; reaktif yaklaşımdan proaktif yaklaşıma geçiş.
- Bilgiye Dayalı Karar: Güvenlik yatırımlarından teknik müdahalelere kadar her seviyede, veriye dayalı ve kanıt destekli karar alma imkânı.
- Entegre ve Otomatik Operasyon: SOC, SIEM, SOAR gibi mevcut güvenlik yatırımlarınızı daha akıllı hale getirme ve insan kaynağınızı en verimli şekilde kullanma olanağı.
Elbette, bir CTI programı hayata geçirmek sadece bir platform satın almaktan ibaret değil. İstihbarat süreçlerinin kurulması, doğru kaynakların seçimi, çıkan sonuçların yorumlanıp eyleme dönüştürülmesi gibi konular da bir o kadar önemlidir. Ancak doğru kurgulandığında, CTI yatırımı kurumlara hem kısa vadede (daha az başarılı saldırı, daha hızlı tespit/yanıt) hem de uzun vadede (stratejik risk yönetimi, itibar korunması, uyum gerekliliklerinin karşılanması) büyük getiriler sağlayacaktır.
Sonuç olarak, BT yöneticileri ve güvenlik profesyonelleri için mesaj nettir: Siber tehdit istihbaratını ciddiye alın ve mevcut güvenlik yapınıza entegre edin. Siber saldırganlar her geçen gün daha sofistike yöntemlerle ağlarımıza sızmaya çalışırken, bizim de onları bir adım önden takip edebilecek araçlara ihtiyacımız var. CTI ürünleri ve hizmetleri, tam da bu amaçla geliştirilmiş güçlü müttefiklerimizdir. Proaktif bir güvenlik stratejisi benimsediğinizde, tehdit istihbaratı sayesinde saldırganlar henüz kapıya dayanmadan onları tanıyabilir ve gereken önlemleri alabilirsiniz. Unutmayalım, siber güvenlikte en iyi savunma, saldırıyı daha başlamadan durdurabilmektir ve CTI, bu hedefe ulaşmada en kritik yapı taşlarından biridir.
Kaynakça: Siber tehdit istihbaratı ve CTI ürünleri hakkında bilgiler derlenirken Picus Security, Logsign, SOCRadar gibi şirketlerin yayınları ile Berqnet, Securefors, Yıldız CTI gibi yerli blog içerikleri ve eSecurity Planet gibi güncel uluslararası değerlendirme raporlarından yararlanılmıştır. Bu kaynaklar, CTI’ın tanımından kullanım senaryolarına, ürün örneklerinden entegrasyonun faydalarına kadar geniş bir yelpazede güncel ve güvenilir bilgiler sunmaktadır.