30.07.2025 00:00 9 görüntülenme Dijital Güvenlik

Fintek Sektöründe Dijital Güvenlik: SIEM Sistemlerinin Rolü ve Önemi

 

Fintek Sektöründe Dijital Güvenlik: SIEM Sistemlerinin Rolü ve Önemi

Finans teknolojileri (Fintek) alanında dijital güvenlik, müşteri verilerinin ve finansal işlemlerin korunması açısından kritik bir öneme sahiptir. Özellikle finans kuruluşları, diğer sektörlere kıyasla siber saldırılara %300 daha fazla hedef olmaktadır. Bu tehdit ortamında Security Information and Event Management (SIEM) – Türkçe adıyla Güvenlik Bilgi ve Olay Yönetimi – çözümleri, kapsamlı siber güvenlik önlemleri sunarak saldırıları tespit etme, yanıt verme ve önlemeye yardımcı olur. Doğru uygulanmış bir SIEM, hassas verileri koruma, yasal uyumluluğu sağlama ve müşteri güvenini sürdürme noktasında kurumlara büyük avantaj sağlar.

  1. SIEM Nedir ve Nasıl Çalışır?

SIEM, Security Information Management (SIM) ile Security Event Management (SEM) yeteneklerini bir araya getiren bütünleşik bir güvenlik yönetim sistemidir. Temelde, kurum genelindeki çeşitli kaynaklardan (sunucular, ağ cihazları, güvenlik yazılımları, uygulamalar gibi) olay kayıtlarını ve log verilerini toplayıp merkezî bir veri havuzunda birleştirir. Daha sonra bu verileri tanımlı kural ve senaryolar çerçevesinde analiz ederek normal dışı ya da şüpheli aktiviteleri tespit eder. SIEM çözümü, kullanıcılar ve sistemler hakkında bağlamsal bilgileri de harmanlayarak toplanan veriler üzerinde sapma ve anomali arayışı yapar; örneğin alışılmadık bir davranış veya eşik değeri aşan bir işlem belirlendiğinde kural tanımlarına göre olayı kategorize eder ve gerçek zamanlı alarm üretir. SIEM, tekil bir olay tek başına fark edilmese bile, birden fazla olayı ilişkilendirerek kompleks saldırı örüntülerini ortaya çıkarabilir ve böylelikle normalde gözden kaçabilecek tehditleri yakalayabilir. Ayrıca tespit ettiği ciddi anomali durumlarında otomatik olarak ilgili hesaba veya kaynağa müdahale edecek aksiyonlar da tetikleyebilir.

Yukarıdaki şekilde temel bir SIEM mimarisi görülmektedir. Farklı sistem ve cihazlardan (ör. Windows ve Linux sunucular, ağdaki IDS/IPS gibi güvenlik birimleri) gelen olay kayıtları SIEM platformuna akarak ortak bir veritabanında toplanır ve normalize edilir. Bu merkezî veri havuzu üzerinde SIEM, tanımlı kural ve tehdit istihbaratı ışığında analiz yaparak uyarılar üretir. Üst katmanda ise güvenlik analistleri, SIEM’in arayüzü üzerinden bu log verileri üzerinde arama, görselleştirme, raporlama ve alarm takibi yaparak olay incelemesi ve müdahale süreçlerini yürütür (analiz, denetim ve olay müdahalesi).

Bir SIEM çözümünün özelliklerini özetlemek gerekirse: sistem genelindeki ham log verilerini merkezî olarak derleyip depolar, bu verileri korelasyon motoru ve kural setleri ile gerçek zamanlı olarak tarayarak anormal faaliyetleri belirler ve güvenlik ekibini uyarır. Örneğin, çok sayıda başarısız girişim, sıra dışı saatlerde yapılan işlemler veya yetki dışı erişim denemeleri gibi olaylar tespit edildiğinde SIEM anında alarm üretebilir. Toplanan tüm bu log verileri uzun süreli olarak SIEM’de saklanır; böylece ileride yapılacak adli analizler (forensic) veya uyumluluk denetimleri için gerekli geçmiş kayıtlar hazır bulundurulur. Özetle SIEM, kuruma ait BT altyapısındaki güvenlik olaylarının “tek bir pencereden” izlenmesini sağlarken, olayları ilişkilendirerek anlamlı hale getirir ve güvenlik ekiplerine hem geniş çaplı bir görünürlük hem de hızlı tepki verme imkânı tanır.

  1. BT Güvenliğine ve Fintek Sektörüne Sağladığı Avantajlar

SIEM sistemleri, bir kurumun güvenlik duruşunu (security posture) güçlendiren vazgeçilmez araçlardan biri haline gelmiştir. Gerçek zamanlı tehdit algılama ve gelişmiş uyarı mekanizmaları sayesinde SIEM, sürekli devam eden izleme ile normalden sapmaları anında yakalar. Birden fazla kaynaktan gelen verileri akıllı bir şekilde ilişkilendirerek, geleneksel yöntemlerle tespit edilemeyecek karmaşık saldırıları dahi ortaya çıkarabilir. Bu sayede güvenlik ekipleri olay gerçekleşir gerçekleşmez haberdar olarak hızla müdahale edebilir ve olası bir ihlalin etkisini en aza indirebilir. Otomatik alarm önceliklendirme ve false positive (yanlış alarm) azaltma özellikleri, uzmanların gerçekten kritik tehditlere odaklanmasına yardımcı olarak operasyonel verimliliği artırır.

Bir SIEM çözümünün kullanılması, daha az güvenlik ihlali ve kesinti anlamına gelir. Geniş kapsamlı görünürlük ve hızlı müdahale kabiliyeti sayesinde kurumlar hem maddi zararlara yol açabilecek büyük ölçekli güvenlik olaylarını önleyebilir hem de küçük ölçekli anormallikleri büyümeden engelleyebilir. Araştırmalar, etkili bir SIEM kullanımının şirketleri yüksek maliyetli veri ihlallerinden ve itibar kaybına yol açabilecek uyumluluk cezalarından koruduğunu göstermektedir. Özellikle Fintek şirketleri için SIEM, müşteri güvenini korumanın da anahtarıdır: Hassas finansal verilerin çalınması veya hizmet kesintileri, müşteri gözünde geri dönülmez itibar zararlarına yol açabilir. SIEM sayesinde kurumlar güvenlik açıklarını proaktif biçimde kapatarak ve olası saldırıları önceden yakalayarak, hem kendi operasyonlarını kesintisiz sürdürebilir hem de müşterilerine güvenli bir hizmet sunma vaadini yerine getirebilirler. Nitekim SIEM kullanmayan finans kuruluşlarının gelişmiş siber saldırıları fark etmekte zorlanabileceği ve bu yüzden milyonlarca dolarlık zararlara uğrayabileceği vurgulanmaktadır. Özetle, SIEM çözümleri Fintek gibi kritik sektörlerde dijital ekosistemin güvenliğini sağlamada temel bir bileşen olarak karşımıza çıkıyor.

  1. Saldırı Tespiti, Log Yönetimi ve Uyum Süreçlerinde SIEM

Saldırı Tespiti: SIEM sistemlerinin en önemli katkılarından biri, gelişmiş saldırı tespit yetenekleridir. Sistem, normal davranış kalıplarını öğrenip bunların dışına çıkan olayları anında saptayabilir. Farklı kaynaklardan aldığı logları gerçek zamanlı olarak korelasyon analizine tabi tutarak, tek başına zararsız görünen aktiviteler arasındaki bağlantıları ortaya çıkarır. Örneğin, belirli bir kullanıcı hesabından kısa süre içinde farklı coğrafi konumlardan giriş denemeleri geliyorsa veya ağda tipik olmayan bir veri aktarımı gerçekleşiyorsa SIEM bunu şüpheli olarak işaretler. Bu proaktif yaklaşım sayesinde hedefli ve sofistike saldırılar dahi erken aşamada yakalanabilir. Bir SIEM çözümü, ağ genelinde olup bitenleri tek ekranda sunarak güvenlik ekibine kuşbakışı bir farkındalık (situational awareness) sağlar ve böylece saldırılar gerçekleşmeden önce önlem alınmasına imkan tanır. Korelasyon ve davranış analizi yetenekleriyle SIEM, yalnızca bilinen imzaları değil anomali temelli tehditleri de tespit ederek kurumu bir adım önde tutar.

Log Yönetimi: SIEM, aynı zamanda güçlü bir log yönetim platformudur. Kurum içindeki tüm sunucu, cihaz, uygulama ve güvenlik sistemlerinden gelen ham log kayıtlarını merkezi bir havuzda toplar ve normalize eder. Bu sayede farklı formatlardaki ve dağınık ortamlardaki kayıtlar tek bir standart biçimde bir araya gelir. SIEM üzerindeki indeksleme ve arama özellikleri ile geçmişe dönük loglarda hızlıca sorgulamalar yapmak, belirli bir olay zincirini takip etmek veya inceleme yürütmek mümkün olur. Örneğin, bir sızıntı olayı sonrasında ilgili zaman aralığında hangi kullanıcı hesaplarının etkilendiğini veya hangi IP adreslerinden şüpheli hareketler olduğunu SIEM üzerinden hızla tarayabilirsiniz. Merkezi log yönetimi ayrıca uzun süreli depolama olanağı sunarak logların silinmesi veya kaybolması riskini ortadan kaldırır. Tüm kritik logların güvenli şekilde arşivlenmesi, daha sonra yapılacak güvenlik analizleri ve adli bilişim süreçleri için sağlam bir temel oluşturur. Kısacası SIEM, log yönetimini otomatikleştirip kolaylaştırarak hem günlük operasyonları verimli kılar hem de kriz anlarında ihtiyaç duyulan kayıtların el altında olmasını sağlar.

Uyum: SIEM sistemlerinin bir diğer önemli katkısı da yasal ve sektörel uyumluluk (compliance) gereksinimlerinin karşılanmasındaki rolüdür. Finans ve Fintek sektörleri başta olmak üzere pek çok alanda kurumların uyması gereken PCI DSS, GDPR, ISO 27001, SOX gibi standartlar ve düzenlemeler bulunmaktadır. SIEM çözümleri, bu tür düzenleyici gerekliliklere uyumu kanıtlamayı büyük ölçüde kolaylaştırır. Önceden tanımlı uyumluluk raporları ve gösterge tabloları sayesinde SIEM, belirli bir standardın istediği tüm kritik logları otomatik olarak toplar ve anlamlı raporlar haline getirir. Örneğin bir denetim sırasında, SIEM üzerinden “son 1 yılda admin yetkisiyle yapılan tüm işlemlerin dökümü” veya “önemli güvenlik olaylarının aylık raporu” tek tuşla elde edilebilir. SIEM’in bu hazır raporlama kabiliyeti, denetçilerle paylaşılan kanıtların tutarlı ve doğrulanabilir olmasını sağlar. Ayrıca SIEM, logların bütünlüğünü ve zaman damgasını koruyarak sonradan üzerinde oynanmadığının ispatlanmasına da yardımcı olur. Birçok finans kurumunun uymak zorunda olduğu PCI DSS ve GDPR gibi düzenlemeler, belirli logların belirli sürelerde saklanmasını ve düzenli izlenmesini şart koşar – SIEM işte bu noktada devreye girerek kurumların bu sıkı gereksinimleri yerine getirmesini mümkün kılar. Kısacası SIEM, uyumluluk yükünü hafifleterek hem cezai yaptırımların önüne geçilmesini sağlar hem de güvenlik duruşunu şeffaf bir şekilde ortaya koyar.

  1. SIEM’in SOC, CTI ve SOAR ile İlişkisi

SIEM ve SOC: Security Operations Center (Güvenlik Operasyon Merkezi, SOC) bir organizasyonun 7/24 güvenlik takibini yapan ekip ve süreçlerin bütünüdür. SIEM çözümleri ise uzun yıllardır SOC altyapısının belkemiği konumundadır. SOC analistleri, SIEM’in sağladığı merkezi görünürlük paneli sayesinde ağdaki tüm olayları anbean izleyebilir, alarm üreten olayların detaylarını inceleyebilir ve gerektiğinde müdahale adımlarını başlatabilir. Başka bir deyişle SOC içindeki insanlar ve süreçler, SIEM tarafından sağlanan veriler ve uyarılar olmadan etkin bir şekilde çalışamaz; SIEM ve SOC birbirini tamamlayarak kurumun güvenlik savunmasını hayata geçirir. SIEM, SOC ekibine kurumdaki güvenlik durumunu bütüncül bir bakış açısıyla sunarken, SOC ekibi de SIEM’den gelen alarmları değerlendiren ve yanıt veren insan unsuru olarak devreye girer. Bu işbirliği sayesinde güvenlik operasyonları hem teknoloji hem de insan becerisiyle güçlendirilmiş olur.

SIEM ve CTI: Cyber Threat Intelligence (CTI), yani siber tehdit istihbaratı, güncel saldırı trendleri, tehdit aktörleri ve IoC (Indicators of Compromise) bilgilerini içeren hayati bir veridir. Modern SIEM çözümleri, harici tehdit istihbaratı beslemelerini entegre ederek alarm kalitesini ve tehdit tespit yeteneklerini artırmaktadır. Örneğin dünya genelinde bilinen zararlı IP adresleri, domain’ler veya dosya hash’leri düzenli olarak SIEM’e aktarılabilir. SIEM, logları analiz ederken bu tehdit istihbaratı veritabanı ile karşılaştırma yaparak eğer kurum ağı içinde bilinen bir saldırı göstergesine rastlanırsa anında uyarı verebilir. Bu sayede daha önce kurumda görülmemiş ancak global olarak tehlikeli olduğu bilinen bir zararlı aktiviteye karşı proaktif alarm üretilmiş olur. Birçok SIEM ürünü, analiz motoruna güncel tehdit istihbaratını dahil ederek yeni ortaya çıkan saldırı tekniklerine karşı kurumları donanımlı hale getirir. Kısacası SIEM ve CTI entegrasyonu, “daha akıllı” alarmlar ve erken uyarı mekanizmaları oluşturarak SOC ekiplerine önemli bir bağlamsal farkındalık kazandırır.

SIEM ve SOAR: Security Orchestration, Automation and Response (SOAR) platformları, güvenlik operasyonlarını otomasyonla hızlandırmak ve standardize etmek için kullanılan araçlardır. SIEM ile SOAR sistemleri sıkı bir biçimde bağlantılıdır: SOAR, SIEM’in topladığı ve tespit ettiği veriler üzerine inşa edilir ve çoğu senaryoda SIEM ile entegre çalışır. SIEM tarafından üretilen bir güvenlik alarımı, SOAR platformu tarafından otomatik olarak ele alınarak önceden tanımlanmış adımlar uygulanabilir. Örneğin, SIEM bir sunucuda anormal bir etkinlik algıladığında SOAR devreye girip o sunucuyu ağdan izole edebilir, ilgili kullanıcı hesabını kilitleyebilir veya incident ticket sisteminde bir kayıt açabilir. Bu tür otomatik olay müdahalesi, özellikle 7/24 aktif olması gereken Fintek sistemlerinde, insan hatasını ve gecikmeleri en aza indirir. SOAR playbook’ları, her bir alarm türü için yapılması gereken aksiyonları önceden tanımlar; böylece bir saldırı tespit edildiğinde yanıt süreci insan müdahalesi olmadan veya minimum insan müdahalesiyle anında başlar. Bu, güvenlik ekiplerinin yükünü azaltır ve kritik olaylara çok daha hızlı reaksiyon verilmesini sağlar. Ancak unutulmamalıdır ki, SOAR insan analistlerin yerini almaz, onları tamamlar – rutin ve tekrarlayan görevleri otomatikleştirerek analistlerin zamanını verimli kullanmasına olanak tanır. Özetle SIEM ve SOAR birlikteliği, birinin tehditleri tespit edip alarm üretmesi, diğerinin ise bu alarmlara karşı orkestrasyon ve otomasyon ile yanıt vermesi şeklinde uçtan uca bir güvenlik döngüsü oluşturur. Bu bütünleşik yaklaşım sayesinde kurumlar, hem tespit hem de müdahale aşamasında çok daha hızlı, tutarlı ve etkin bir güvenlik operasyonu yürütebilmektedir.

  1. Yerli ve Yabancı Örnek SIEM Çözümleri

Piyasada farklı ölçek ve ihtiyaçlara yönelik birçok SIEM ürünü bulunmaktadır. Fintek sektörü gibi yüksek güvenlik ihtiyacı olan alanlarda, doğru SIEM çözümünün seçimi kritik önemdedir. İşte yerli ve yabancı bazı önde gelen SIEM çözümlerine örnekler:

  • Logsign: Türkiye menşeli bir yeni nesil SIEM platformu olan Logsign, uçtan uca güvenlik operasyonlarını tek çatı altında toplamayı hedefler. Unified SecOps yaklaşımı ile Next-Gen SIEM, tehdit istihbaratı, UEBA ve otomatik olay yanıtı kabiliyetlerini tek platformda sunar. Yüksek hacimli veri toplamaya ve ölçeklenebilirliğe uygun olarak tasarlanmıştır; sıradan bir merkezi log yönetim aracının ötesinde, kendi veri gölünüzü oluşturarak siber tehditleri kolaylıkla toplama, tespit etme ve yanıt verme imkânı sağlar.
  • Splunk Enterprise Security: Dünyada en yaygın kullanılan SIEM çözümlerinden biri olan Splunk, özellikle güçlü veri analitiği ve arama fonksiyonlarıyla bilinir. Güvenlik bilgisi ve olay yönetimi yanında SOAR özellikleri ve sistem gözlemlenebilirliği (observability) araçlarını da içeren kapsamlı bir üründür. Splunk Enterprise Security, büyük ölçekli ortamlarda farklı kaynaklardan gelen verileri hızlıca işleyip korelasyon yaparak zengin gösterge panelleri ve uyarılar oluşturur. Esnek mimarisi sayesinde kurum içi veya bulut ortamlarda kullanılabilir ve ölçek büyüdükçe performansını korur.
  • IBM QRadar: IBM’in kurumsal SIEM çözümü olan QRadar, özellikle üstün log yönetimi yetenekleri ve yapay zekâ destekli tehdit analizi özelliği ile öne çıkar. Büyük ölçekli kurumlar ve bankalar tarafından tercih edilen QRadar, ağ genelindeki yüksek hacimli logları toplayıp Norma’lize ederken gelişmiş korelasyon motoruyla anlamlı güvenlik olaylarına dönüştürür. Yapay zekâ ve makine öğrenmesi desteği sayesinde anomali tespitinde başarılı olup kompleks saldırı vektörlerini algılayabilir. IBM QRadar’ın temel gücü, log yönetimi kabiliyetleri ve tehdit analizinde yapay zekâ kullanımından gelmektedir. Ayrıca IBM’in sunduğu entegre modüller ile uçtan uca olay yönetimi, risk değerlendirme ve uyumluluk raporlama alanlarında da kapsamlı bir çözüm sunar.
  • Elastic Security (ELK Stack): Açık kaynak temelli Elastic Stack üzerine inşa edilmiş bir SIEM çözümüdür. Elastic Security, Elastic SIEM modülü ile gerçek zamanlı tehdit tespiti ve güvenlik analitiği sağlar. Farklı kaynaklardan (loglar, ağ trafiği, uç nokta verileri vb.) gelen verileri toplayıp normalleştirerek merkezi bir depo (Elasticsearch) üzerinde analiz eder. Gelişmiş arama ve görselleştirme arayüzü Kibana ile güvenlik ekipleri verileri interaktif panolar üzerinden inceleyebilir, alarm üretebilir ve tehdit avcılığı (threat hunting) yapabilir. Ölçeklenebilirliği ve yüksek performansı sayesinde Elastic SIEM, büyük veri ortamlarında bile gerçek zamanlı analiz yapmaya imkan tanır. Üstelik makine öğrenmesi tabanlı anomali tespit özellikleri ile olağandışı davranışları yakalayarak erken uyarı mekanizmaları oluşturur. Açık kaynak ekosisteminin esnekliği ile kurumlar kısıtlı bütçelerle kendi ihtiyaçlarına özel SIEM çözümlerini Elastic üzerinde kurgulayabilir.

Yukarıda bahsedilenler dışında Microsoft Sentinel (Azure Sentinel), ArcSight (OpenText ArcSight), Exabeam ve Splunk Phantom (SOAR odaklı) gibi farklı odak alanlarına sahip SIEM/SOAR çözümleri de mevcuttur. Her bir SIEM ürününün kendine özgü güçlü yönleri ve özellikleri bulunsa da, ortak amaç kurumların siber güvenlik olaylarını tek merkezden yönetilebilir, izlenebilir ve denetlenebilir hale getirmektir. Fintek gibi yüksek riskli ve regülasyon yoğun sektörlerde, doğru SIEM çözümünü kullanmak saldırıları bertaraf etme, uyumluluk sağlama ve dijital güvenliği tesis etme yolunda kurumlara hem teknolojik hem stratejik bir avantaj sunmaktadır.

Sonuç: SIEM sistemleri, günümüzün karmaşık siber tehdit ortamında bir finans kuruluşunun “erken uyarı sistemi” gibidir. BT yöneticileri ve Fintek sektörü profesyonelleri için SIEM, sadece bir güvenlik aracı değil, iş sürekliliğinin ve güvenilirliğinin teminatı olarak görülmelidir. Doğru yapılandırılmış ve diğer güvenlik unsurlarıyla (SOC, CTI, SOAR) entegre çalışabilen bir SIEM, saldırıları tespit edip durdurmada, kritik logları yönetmede ve yasal uyumluluğu sağlamada kurumlara olağanüstü bir kabiliyet kazandırır. Dijital güvenliğin proaktif olarak sağlanması ve siber risklerin minimize edilmesi için SIEM çözümlerinin oynadığı rol, önümüzdeki yıllarda Fintek başta olmak üzere tüm sektörlerde daha da artacaktır. Unutulmamalıdır ki, siber güvenlik bir ürün değil sürekli bir süreçtir ve SIEM de bu sürecin merkezindeki en değerli yardımcılarımızdandır.

Kaynaklar: Fintek sektöründe SIEM kullanımının önemi ve faydaları hakkında daha fazla bilgi için BitLyft’ın “Why Financial Institutions Need SIEM Solutions” blog yazısına, SearchInform’un finansal kuruluşlar için SIEM rehberine, Splunk ve SentinelOne gibi üreticilerin SIEM teknik dokümanlarına göz atabilirsiniz. Ayrıca, SIEM ile entegre çalışan SOAR ve CTI çözümlerinin pratikte nasıl fark yarattığını anlamak için Microsoft destekli DarkReading makalesi ve ulusal siber güvenlik kuruluşlarının yayınladığı kılavuz dokümanlar değerli bilgiler sunmaktadır.